İçeriğe geç

Kategori: Makaleler

Hepsiburada devletin mi ?

Hepsiburada Devletin Mi? Felsefi Bir İnceleme Felsefenin en temel sorularından biri, “Gerçeklik nedir?” sorusudur. Gerçeklik, sürekli değişen, birbirine bağlı ve çok katmanlı bir yapıdır. Bunu anlamak, sadece gözlemlerle değil, aynı zamanda derin düşünsel analizlerle mümkündür. Bugün, dijital ekonomi ve teknoloji çağında, bu soruyu farklı açılardan soruyoruz: Bir şirketin, bir platformun, bir ticaret yapısının gerçekliği nedir? “Hepsiburada devletin mi?” sorusu, bu bağlamda çok önemli bir felsefi sorudur. Burada yalnızca bir ticaret platformu değil, aynı zamanda bir ontolojik varlık, epistemolojik bir yapı ve etik bir sorumluluk sorgulanmaktadır. Hepsiburada ve Devletin İlişkisi: Ontolojik Bir Soru Ontoloji, varlık ve varoluşun doğasını inceleyen felsefi bir…

Yorum Bırak

Hemşin Laz mı ?

Hemşin Laz mı? İktidar, Kimlik ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Siyaset Bilimi Perspektifi Siyaset bilimci olarak, güç ilişkileri ve toplumsal düzenin etkileşimi üzerine kafa yormak, her zaman insan toplumlarının dinamiklerini anlamada önemli bir yer tutar. Güç, yalnızca devletin veya belirli bireylerin elinde biriktirilen bir şey değildir; güç, toplumsal yapılar, kurumlar, ideolojiler ve kimlikler aracılığıyla üretilir ve yeniden şekillenir. Bugün, “Hemşin Laz mı?” sorusunu ele alırken, bu sorunun aslında daha geniş bir bağlamda toplumsal kimlik, iktidar ilişkileri ve vatandaşlık üzerine derinlemesine bir tartışmayı tetiklediğini göreceğiz. Hemşin ve Laz kimlikleri, yalnızca etnik ya da kültürel bir mesele değil, aynı zamanda siyasal bir…

Yorum Bırak

Helezon yayı kırılır mı ?

Helezon Yayı Kırılır mı? Öğrenmenin Esnekliği Üzerine Pedagojik Bir Yolculuk Bir eğitimci olarak her zaman şuna inanırım: Öğrenme, tıpkı bir helezon yayı gibidir — sıkışır, esner, gerilir ama her zaman yeniden şekil alma potansiyeline sahiptir. İnsan zihni, bilgiyi tıpkı bir yay gibi biriktirir; bazen fazla baskı altında kalır, bazen gevşer, bazen de yeniden düzenlenmek ister. Peki o halde şu soruyu soralım: Helezon yayı kırılır mı? Bu soru yalnızca fiziksel bir nesneyi değil, aynı zamanda öğrenme sürecinin dayanıklılığını da sorgular. Öğrenme, baskı ve esneklik arasındaki o ince dengeyi koruyabilmektir. Bu yazıda, helezon yayını bir metafor olarak kullanarak, öğrenmenin doğasını pedagojik açıdan…

Yorum Bırak

Paşa neye denir ?

Paşa neye denir? Gücün, saygının ve geçmişin çok katmanlı anlamı Her kelimenin bir hikâyesi vardır; bazı kelimeler ise tarihin içinden geçip gelir, hâlâ üzerlerinde o eski ağırlığı taşırlar. “Paşa” kelimesi de tam olarak böyle bir kelime. Kimi için ihtişamın, otoritenin, saygının sembolü; kimi için geçmişin gölgesi, ataerkil düzenin bir izi. Gelin, bugün “paşa” kelimesine farklı pencerelerden bakalım. Biraz tarih, biraz duygu, biraz da bugünün sosyal okumalarıyla… Öncelikle: Paşa neye denir? Paşa, Osmanlı döneminde yüksek rütbeli devlet adamlarına, komutanlara ve vezirlere verilen bir unvandı. “Bey”in üstünde, “sadrazam”ın hemen altında bir rütbe olarak düşünülürdü. Ancak bu sadece bir görev tanımı değil; aynı…

Yorum Bırak

Mağduru olmayan suçlar nelerdir ?

Mağduru Olmayan Suçlar: Toplumun Görmediği, Ama Konuşması Gereken Gerçekler Bazı suçlar vardır ki, ortada kanayan bir yara ya da ağlayan bir mağdur göremezsiniz. Kimse doğrudan zarar görmemiş gibi görünür, hatta çoğu zaman taraflar rızalıdır. Ancak yine de yasalar bunları “suç” olarak tanımlar. İşte bu tür eylemlere hukuk literatüründe “mağduru olmayan suçlar” denir. Peki, gerçekten mağduru olmayan bir suç olabilir mi? Yoksa mağdur, toplumun ta kendisi midir? Gelin, bu soruların yanıtlarını toplumsal cinsiyet, sosyal adalet ve çeşitlilik merceğinden birlikte düşünelim. Mağduru Olmayan Suç Nedir? “Mağduru olmayan suç” terimi, doğrudan zarar gören bir birey olmamasına rağmen yasalar tarafından suç sayılan davranışları ifade…

Yorum Bırak

Dudaktan öpüşme ile hepatit bulaşır mı ?

Dudaktan Öpüşme ile Hepatit Bulaşır mı? Ritüeller, Semboller ve Kültürel Beden Üzerine Antropolojik Bir Yolculuk Bir antropolog olarak her soruya yalnızca biyolojik değil, kültürel bir mercekten bakmak gerekir. Dudaktan öpüşme, bir duygunun, bir sözsüz anlaşmanın, bazen bir ritüelin ifadesidir. Ancak bu basit gibi görünen eylem, her toplumda farklı anlamlar taşır: kiminde sevgi, kiminde saygı, kiminde kutsallığın simgesidir. Peki, bir öpücük ne kadar masumdur? Ve bu sembolik temas, hepatit gibi bir hastalığın taşıyıcısı olabilir mi? Ritüellerin Biyolojisi: Öpüşme Bir Aktarım mı, Bağ Kurma Biçimi mi? Antropolojik açıdan bakıldığında öpüşme, sadece bedensel bir temas değil, ritüel bir bağ kurma biçimidir. Antik toplumlarda…

Yorum Bırak

Kapalı yüzme havuzu kaç metre ?

Kapalı Yüzme Havuzu Kaç Metre? — Standartlar Masal, Gerçekler Kargaşa Şunu en baştan söyleyeyim: “Kapalı yüzme havuzu kaç metre?” sorusuna herkes 25 metre deyip geçiyor ama bu, gerçeği örtüyor. Benim net görüşüm şu: havuz uzunluğunda standart varmış gibi davranıp kullanıcıyı belirsizliğe mahkûm etmek sektörel bir konfor alanı. Bu belirsizlik, antrenman verisini çarpıtıyor, güvenliği etkiliyor, tesisin şeffaflığını zedeliyor. O hâlde, neden hâlâ “bizde kısa kulvar” demek yeterli sayılıyor? Kısa cevap: Tek bir doğru yok. Kapalı havuzlar çoğunlukla 25 m (kısa kulvar) ama 50 m (uzun kulvar), 33⅓ m (özellikle su topu/dönüştürülmüş tesisler) ve ABD geleneğinde 25 yard seçenekleri de var. “Kapalı…

Yorum Bırak

Kanun koyucu nasıl yazılır ?

Kanun Koyucu Nasıl Yazılır? Bilimin Işığında Yasama Sanatına Dair Bir Yolculuk Toplumlar tarih boyunca düzeni sağlamak, adaleti tesis etmek ve birlikte yaşam kurallarını belirlemek için kanunlara ihtiyaç duymuştur. Ancak bu kanunların arkasındaki en temel figür, “kanun koyucu”dur. Peki, bu kavram yalnızca bir devlet otoritesini mi temsil eder, yoksa çok daha derin bir düşünsel yapıyı mı ifade eder? Gelin bu yazıda, “kanun koyucu nasıl yazılır?” sorusunu bilimsel bir merakla ele alalım ve kavramın ardındaki anlam dünyasına birlikte yolculuk edelim. Kanun Koyucu Nedir? Kavramın Kökenine Bilimsel Bir Bakış “Kanun koyucu” kelimesi, Türkçe’de yasa yapan, düzenleyen ve toplum adına kurallar belirleyen kişi ya…

Yorum Bırak

1 sınıf hikaye kitapları nasıl olmalı ?

1. Sınıf Hikaye Kitapları Nasıl Olmalı? Çocuk Zihninin Sessiz Dünyasına Psikolojik Bir Bakış Bir Psikoloğun Meraklı Girişi: Hikâyenin Kalbinde İnsan Bir çocuk bir hikâye dinlerken yalnızca kelimeleri değil, dünyayı öğrenir. Bir psikolog olarak, çocukların hikâyelere verdiği tepkileri izlemek, zihnin en saf hâliyle çalışmasını gözlemlemek gibidir. Onlar bir karaktere gülerken, bir diğerine üzülürken aslında kendi duygusal zekâlarını inşa ederler. Bu yüzden “1. sınıf hikâye kitapları nasıl olmalı?” sorusu, yalnızca eğitimsel bir merak değil, aynı zamanda psikolojik bir yolculuktur. Çünkü doğru hikâye, çocuğun hem kalbini hem zihnini besler. Bilişsel Gelişim Açısından Hikâye Kitapları Birinci sınıf dönemi, çocuğun okuma-yazmayı yeni öğrendiği, sembolleri anlamlandırmaya…

Yorum Bırak

Kamçılarya ne demek ?

Kamçılarya Ne Demek? – Geleceğin Diline Işık Tutan Gizemli Bir Kavram Diller değişir, kelimeler evrim geçirir ve bazen yeni sözcükler, geleceğin dünyasını şekillendiren fikirlerin taşıyıcısı hâline gelir. “Kamçılarya” da tam olarak böyle bir kelime… İlk bakışta kulağa gizemli, hatta biraz da bilim kurguvari gelen bu kelime, geleceğin toplumsal ve düşünsel dünyasında önemli bir yer edinebilecek potansiyele sahip. Peki, kamçılarya ne demek? Bu kavram sadece bir kelimeden mi ibaret, yoksa insanlığın düşünce evriminde yeni bir dönemin habercisi mi? Gelin birlikte bu sorunun peşine düşelim ve geleceğe dair hayal gücümüzü çalıştıralım. — Kamçılarya Ne Anlama Gelir? – Kavramsal Bir Yolculuk “Kamçılarya” kelimesi,…

Yorum Bırak
şişli escort
Sitemap
403 Forbidden

403

Forbidden

Access to this resource on the server is denied!