Myastenia Gravis İyileşir Mi? Bir Mücadele Hikâyesi
Kayseri’de sabahın erken saatlerinde, güneş henüz doğmamışken uyanıyorum. O an, hayatımın çok küçük bir parçası gibi hissettiğim ama bir o kadar da belirleyici bir soruyu zihnimde yankılanıyor: Myastenia gravis iyileşir mi? Her gün uyanmak, gözlerimi açıp aynada kendimi görmek bir anlamda yaşamın içinde kaybolmak gibi. Ama bir yanda da sürekli bu sorunun cevabını aramak var: Bu hastalıkla başa çıkabilir miyim?
O An, O Sorunun Başlangıcı
Birkaç yıl önce, genç yaşımda, sağlığımın sağlam olduğunu düşünürken bir sabah aniden kendimi tuhaf hissettim. Yavaşça gözlerimi açtım ve o günün sabahı, gözlerim, ellerim, hatta dilim bile sanki bana ait değildi. Huzursuzca kalktım ama vücudum bana karşı koyuyordu. Hareket etmek çok zordu. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum, ama o an içimdeki bir ses bana “bu, basit bir yorgunluk değil” diyordu.
O zamanlar hastalığı bilmiyordum. “Myastenia gravis” adını hiç duymamıştım. Birkaç gün sonra doktorum, test sonuçlarının ardından bana ne olduğunu açıkladığında, “Birçok kişi, bu hastalıkla uzun bir yolculuğa çıkacak. Ama iyileşmek de mümkün.” dedi. İyileşmek mümkün mü? O an ne kadar inanmak istesem de, zihnimde hep bir soru vardı: “Ya olmazsa?”
İlk Kaygılar ve Umutsuzluk
Başlangıçta her şey bulanıktı. Göz kapaklarımda başlayan yorgunluk hissi zamanla ellerimde, bacaklarımda hissedilmeye başladı. Gözlerimi açıp kapamak bile büyük bir çaba gerektiriyordu. Bir şeyler yapmaya çalışırken, vücudum “Hayır, bu kadarına yeter” diyordu. Bazen sevdiklerimle yürüyüşe çıkmak istiyordum ama adım atarken bacaklarımın beni taşımadığı anlar, içimde daha büyük bir boşluk bırakıyordu.
Bir noktada, iyileşme konusunda ne yapabileceğimi bilmiyordum. Hekimler tedavi önerdiler, ilaçlar, tedavi yöntemleri sırasıyla geldi ama her gün biraz daha kaybolduğumu hissediyordum. O kaybolmuşluk hissi, her geçen gün beni daha da derinlere çekiyordu. Her sabah uyandığımda iyileşmeyi beklerken, kaybolan bir parçamın peşinden sürüklendiğimi fark ettim.
Umut ve Güçlü Bir Dönüş
Bir gün, tedavi sürecinde yeni bir adıma atmam gerektiğine karar verdim. Uzun bir süreçti, ama belki de en önemlisi o an içimde doğan “umudu” yeniden bulmamdı. Hastalıkla savaşırken içimdeki gücü keşfetmeye başladım. Bir gün, yine gözlerimde o yorgunluk hissiyle kalktım, ama bu kez farklıydı. O günü bitirebileceğimi hissettim.
İlk defa, tedavi sürecinde gerçekten bir ilerleme kaydettiğimi fark ettim. Belki de her gün uyanmak, gözlerimi açıp güne başlamak, iyileşmenin bir parçasıydı. Ve o gün, bir sabah gözlerimi açarken içimdeki kaybolmuş parçayı tekrar buldum. Yavaşça ama emin adımlarla ilerlemeye başladım. “İyileşmek mümkün mü?” sorusu artık zihnimde başka bir biçimde yankı yapıyordu: Evet, belki de mümkündü.
Geleceğe Bakış
Şu an, hastalıkla savaşımdan her geçen gün bir şeyler öğreniyorum. Hala iyileşme sürecindeyim, ama şunu net olarak söyleyebilirim: Myastenia gravis iyileşir mi? Her insan için farklı bir süreç olabilir, ancak bu yolculuğun sonunda iyileşmeye ulaşmak mümkündür. Umut etmek, kaybetmemek, ve belki de her şeyin başladığı yerden her sabah yeniden başlamak, aslında iyileşmenin kendisi.
Geleceği düşünürken, bu hastalıkla ilgili her şeyin tek bir cevabı olmadığını kabul ediyorum. Bazen kaygılarım ve belirsizliklerim olsa da, her yeni gün bir adım daha yakın olduğumu hissettiriyor. Yavaşça ama emin adımlarla ilerlemek, hayatta her şeyin mümkün olduğunu gösteriyor.
İçimdeki gücü ve umudu kaybetmediğim sürece, belki de bu hastalık bana sadece bir sınav gibi gelir. Evet, belki iyileşmek zor olacak, ama her gün bir adım daha atarak, belki de bu yolculuğu kazanan biri olacağım.